provizyon_reklam_promosyon_diyarbakir_0.412.224_1_224.jpg

Silvan / Farkin
Silvan Tarihi
Hüküm Sürenler
Silvan Kalesi
Hasuni / Hesune
Malabadi Köprüsü
Silvan Camileri
Silvan Kiliseleri
Silvan Evleri
Han - Hamam
Silvan Ziyaretleri
Şenlikler
Akarsu ve Çeşmeler
Silvanda yetişenler
Başkent Silvan
Zembilfroş Efsanesi
Silvan Resimleri
Eski Silvan Foto
silvanda yatan ünlüler
Yemek Kültürü - Gastronomi
Diyarbakır İlçeleri
İletişim ve Linkler

Başkent Silvan


SİLVAN'IN TARİHTE BAŞKENTLİK VEYA İDARE MEZKEZLİĞİNİ YAPTIĞI DEVLETLER

BÜYÜK TİGRAN DÖNEMİ

HELENİSTİK ÇAĞIN 300 BİN NÜFUSLU İMPARATORLUK BAŞKENTİ:SİLVAN

Tigranokerta Kenti Helenistik çağın en önemli ve en büyük kentlerinin
başında gelmekteydi..
M.Ö.77 yılında 300 bin nüfusuyla bir imparatorluk başkenti olan Silvanda
12 yunan kentinin halkı yaşamaktaydı.

M.Ö.69da Romalı general Lucullus Tigranesi yenilgiye uğratarak yeni kurduğu
ve henüz tamamlanamayan 14 yıllık başkent Tigranokertayı yerle bir etti.

Başkent Silvan yıkılmıştı ama Büyük Tigran.,Roma için hala bir tehdit
oluşturuyordu. M.Ö.67 yılında Lucullusun yerine geçen komutan Pompeius
Tigranokertayı Romanın bir eyaleti haline getirmek için Tigranesin üzerine
yürüdü. Karşı koyamayacağını anlayan Tigranes Roma karargahına gelerek
tacını Pompeius'un önüne koyar. Pompeius,Tigranese tacını iade ederek
fethettiği yerleri elinden alır. Statüsüde Romanın dostu ve birleşiği
olarak belirlenir.

Part tahtına geçip idare eden I.Vologas (M.S.51-75),Doğu Anadoluyu istila
ederek Artaksata ile birlikte Tigranokerta şehrini alınca Silvan ve Diyarbakır
bölgesi Yunan kültürünün hakim olduğu Part devletinin sınırları içine girdi.
Bu durum Romalıların Anadolu hakimiyetini tehlikeye sokmuştu.
Roma imparatoru Kayser Neron (54-68),Roma generali Korbulonu bir ordu ile
doğuya gönderdi.Korbulon Taron (Muş) bölgesinden Tigranokertaya kadar
olan yerleri zapt etti.M.S. 59 yılında Silvan bölgesi dahil tüm Doğu Anadolu
Roma egemenliğine girdi.

MERVANİLER İDARESİNDE SİLVAN (984-1085)

Mervani devletinin kurucusu olan Bad adındaki hükümdar, Hümeydiye kabilesinin
bir kolu olan Harbuhti oymağının reislerindendi. Künyesi,Ebu Şüca,babasının
adı Dostek'tir. İlkin Ermeniye'deki Erciş şehrini ve aynı bölgenin sınırları içinde
bulunan sair bir takım müstahkem mevkileri zaptetti.(3) Büveyhoğullarından
Abudud-Devle'nin ölümünden (983) sonra Diyarbakır bölgesine saldırarak
Meyafarkin,Amid ve Nusaybin şehirlerini de fethedip ülkesini genişletti.
(h.374.m.984) Bağdat emiri Samsamüddevle bu fetih haberini alınca Bad'ın üzerine
Ebu-said Behram komutasında bir ordu gönderdi Bad,bu orduyu yendi ve peşinden
Musul'a kadar girdi.Böylece Mervani Devletinin sınırları Erciş'ten Musul'a
kadar genişlemişti. Bad,Bağdat'ı da almak için harekete geçti.Bunu haber alan
Samsamüddevle telaşa düştü. En seçkin komutanı Zeyar b Şehragü idaresinde
büyük bir orduyu karşısına çıkardı. Yapılan savaşta Bad yenilerek Musul'u boşaltmaya
ve Diyarbakır bölgesine değin çekilmeye mecbur kaldı.(sefer 374-Ağustos 985)
Yeniden savaşmak için ordusunu düzene sokmakta iken ,Zeyar ile sulh yaptı.
Bu anlaşmaya göre Diyarbakır ve mülhakatından hepsi ve Midyat havalisinin
Hasankeyf ciheti Bad'a bırakıldı.(4) Bad,Musul'u almak için 990 da tekrar
taaruza geçti. Yapılan savaşta attan düşerek öldü. Bad'ın ailesi Hasankeyf'te idi.
Kızkardeşinin oğlu Ebu-Ali Hasan b.Mervan oraya giderek durumu anlattı. Sonra
Bad'ın karısı ile evlenerek ülkesine sahip oldu. O tarihte Musul'da bulunan
Hamdanilerden Nasr-üd Devle'nin oğulları Ebu-tahir ve Ebu-abdullah ülkesini
zaptetmek için iki defa askerle hücum ettilerse de yenildiler. Bu esnada (996-997)
Meyafarıkin belde reisi Ebu-şakr Efkar,Ebu-Ali'ye isyan ettiğinden üzerine yürüyen
Ebu-Ali isyanı şiddetle bastırdı ve Ebu-Sakr'ı öldürdü. Bundan kuşkulanan
Amid reisi Abd-ül Barr,şehrin ileri gelenlerini gizlice topladı. Ebu-Ali'nin
öldürülmesi gerektiğine onları ikna etti. Ebu-Ali, Amid (Diyarbakır)in Dicle (Yeni)
kapısından içeri girmekte iken verilen karar uyarınca Ebu-Tahir Yusuf b.Dimme
tarafından hançerlenerek öldürüldü Bu sırada Ebu-Ali'nin kardeşi Mumahhid-üd
Devle Ebu Mansur Said Meyafarıkin'de bulunuyordu. Diyarbakır şehrine hakim
olan Abdül-barr, maktül emirin bu kardeşi adına hutbe okuttu ise de şehri fiilen
kendisi idare etti. Fakat bir müddet sonra Abdül-Bar damat edindiği İbn Dimne
tarafından öldürüldü.Bu defa şehir onun idaresi altına girdi.
İbn Dimne,Meyafarıkin'de oturan Mümahhidüddevle ve sonra halefi Nasrüddevle
Ebu Nasr Ahmed'e bağlı idi. 990 yılında Bizans imparatoru 2.Basil Diyarbakır
bölgesine saldırarak Amid önüne geldi. Mumahhidüddevle onu karşılayarak
ağır hediyeler verdi Bağlılığını bildirdi. 2.Basil'de şehri kuşatmaktan
vazgeçerek döndü. İbn Dimne 995'te meydana gelen büyük zelzelede sarsılıp
zedelenen şehir surlarını yeniden onarttı. Mumahidüddevle,1011 veya 1012 yılında
Meyafarıkin'e bağlı Antak (Lice civarında) kalesinde şerefine verilen bir
ziyafette zehirlenmek suretiyle öldürüldü.

Yerine kardeşi Nasr-üd Devle Ebu Nasır Ahmed b. Mervan geçti. 1024'te de İbn Dimne
damadı tarafından öldürülünce Amid şehri de Ahmed b. Mervan'ın idaresine geçti.
Ve onun iki hükümet merkezinden biri oldu. Ahmed b.Mervan elli üç yıl hüküm sürdü.
Onun hükümdarlığı bölge için bir sulh ve sükun, bir refah ve saadet çağı oldu.
Başta Başkent Meyafarıkin ve Amid olmak üzere bütün ülke kalkınma ve
bayındırlık hamleleri içinde yaşadı. Şehir surları yeniden tahkim ve imar edildi.
Oğlu Nizamüddevle Nasır,974 yılında, Bizans imparatoru Juanne Tzimisces tarafından
yıktırılan Silvan Köprüsünü(On gözlü-Dicle köprüsü) yaptırdı.
Mervaniler zamanında tıpkı Seyfüddevle zamanında olduğu gibi Meyafarıkin ve
Diyarbakır alim,şair ve tabiplerin (Örn. İbn Butlan) ikametgahı oldu.
Amid şehri de İslam aleminin dördüncü derecede gelen ilim ve edebiyat
merkezlerinden biri haline geldi.

MERVANİ HÜKÜMDARLARI
ve HÜKÜM YILLARI

Bad bin Dostek (984-990)

Al-Hasan ibn Marwan (990-997)

Mumahhid al-Dawla Said (997-1011)

Nasr al-Dawla Ahmad ibn Marwan (1011-1061)

Nizam al-Dawla Nasr (1061-1079)

Nasir al-Dawla Mansur (1079-1085)

MARDİN VE MEYAFARIKİN ARTUKLULARI

Artukulu Devletinin kurucusu İlgazi'nin Mezarı Silvan'dadır.

MEYAFARIKİN EYYUBİLERİ
VE
SELAHADDİN-İ EYYUBİ'NİN SİLVAN'I FETHİ

Büyük İslam mücahidi Selahaddin-i Eyyubi (1) M.S.1185 (h.581) yılında
Meyafarikin'i zapt etti. Böylece Silvan, Eyyubi İmparatorluğunun Mısır,Şam,
Halep ve Meyafarıkin'den oluşan dört önemli merkezinden biri durumuna geldi.
Tarih kaynaklarında Meyafarıkin Eyyubileri olarak geçen ve idare merkezi Silvan
olan Meyafarikin kolu kurulmuş oldu. Sultan Selahaddin burada , Bizans
bazilikasının sütunlarını da kullanmak suretiyle güzel bir camii yaptırdı.
Bir kaç yıl sonra ayrılınca yerini Melik-ül Adil Seyfüddin Ebubekir H.591,
(M.1194) aldı. Buda 1199'da Mısıra gidince üç oğlu,sıra ile tahta geçtiler.
Bunlardan Evhad Necmüddin Eyüp 1199-1210 (h.596-607),Melik Eşref Musa
1210-1220 (h.607-617) ve Melik Muzaffer Şahabüddin Gazi 1220 1244
(h.617-642) yıllarında hükümdar oldular.Bu son hükümdar 1244de ölünce
yerine oğlu Melik Kamil Muhammed (1244-1259)geçti . (S:133)

1-) El Melik ün-Nasr Ebül-Muzaffer Selahaddin Yusuf. Doğu orta
çağının en kudretli ve en medeni devletlerinden birini teşkil eden
Eyyubiler hanedanının kurucusudur.H.532 (m.1137) yılında doğmuş ve
H.589, (M.1193) yılında Şamda vefat etmiştir. Türbesi Şam'dadır. Hanedanlık
adını bu büyük insanın babası Eyyup'tan almıştır. (Tar.Db./Dipnot/133)

ANADOLU EYYUBİLERİ'NİN BAŞKENTİ
MEYYAFRIKİN EYYUBİLERİ - SİLVAN

EYYUBİLER
MEYAFARIKİN EYYUBİLERİ HÜKÜMDARLARI VE HÜKÜM YILLARI

Hükümdar adı

Selahaddin-i eyyübi M.S. 1185
El Melik ün-Nasr Ebül-Muzaffer Selahaddin Yusuf

Melik-ül Adil Seyfüddin Ebubekir h.591,m.1194- 1199

"Meyafarikin Eyyubileri" M.S:1200-1259"


"El-Evhad Necmeddin Eyyub"
596-607 AH, M.Sonra 1200-1210

"El-Eşref Muzaffereddin Musa"
607-617 AH, M.S: 1210-1220

"El-Muzaffer Şahabeddin Gazi"
617-642 AH, M.S.1220-1244

"II. El-Kamil Nasreddin Muhammed"
642-658 AH, M.S. 1244-1259

HAMDANİ DEVLETİNİN İKİNCİ BAŞKENTİ : SİLVAN

*Hamdani devletinin hükümdarı Seyfüddevle'nin
Silvan'a gömülmesini vasiyet edecek kadar
sevdiği ve önem verdiği ikinci Başkenti: SİLVAN*

HAMDANİLER ZAMANINDA SİLVAN VE DİYARBAKIR (930-978)

Diyarbakır bölgesi de Hamdanilere bağlandıktan sonra Nasır-üd-devle
Hasan, şehirde amil bulunan Ali b. Caferi yerinde bırakarak, 926 dan beri
bölgeye sık sık akınlar yapan Bizanslılarla savaşa çıktı. Onları bozguna
uğratıp Şamşatı alarak geri döndü.(935) Kardeşi Seyf-üd Devleyi Diyarbakır
ve Diyar Muzar bölgesini idareye memur etti. Kendisi de Musul ve Diyar
Rabianın idaresini üzerine aldı. Seyf-üd devle Ali 936'dan itibaren Bizans
ordularıile ardı-arkası kesilmeyen savaşlara girişti. O yıl (936) Amide kadar
ilerleyen Joannis Kurcuas ordusunu yendi ve geri çekilmeye mecbur etti. 942
sonbaharında Bizans orduları tekrar Diyarbakır bölgesine girdiler.
Meyyafarıkin ve Erzen (Garzan) dolaylarında bir çok tahribat yaparak,
esirler alarak döndüler. 950 yılında tekrar görünen Bizanslılar bu defa
Amidi kuşattılar. Hile ile şehre girmeye yeltendiler. Bu sırada Halep
taraflarında bulunan Seyf-üd devle bunlara bir baskın yaparak onları
darmadağın etti. 952'de tekrar görünen Rum akıncıları Diyarbakır ovasını
yağmaladılar. Arkanayn (Ergani) kalesini zapte teşebbüs ettiler
Malatyalı Şaşı-Abdullah isminde biri bunlara rehberlik ediyordu. Meyyafarıkin
kumandanı Tigin ile Amid kumandanı Hüseyin b.Ahmed orduları ile yetişip,
onları hezimete uğrattılar Aynı yılın Eylül ayında bu defa Bizansın şark
domestiki Bardas Phocas Amid düzüne geldi Geniş ovanın muhtelif taraflarına
akınlara başladı. Karşısına çıkan Seyf-üd devle onu yenerek kaçmak zorunda
bıraktı. 956 yılında Seyf-üd devle orta Anadolu'ya (Bizans ülkesi) mukabil
akınlar yaptı .Buna karşılık olarak aynı senenin sonbaharında Rumlar tekrar
göründüler. Bilhassa Meyyafarıkin çevresinde bir çok tahribat yaptılar, esir
ve ganimet toplayarak döndüler. 959 yılında Bardas Phocas tekrar Diyarbakır
bölgesine saldırdı. Halep'te bulunan Seyf-üd devle'nin üzerine gelmekte
olduğunu duyunca bölgeden çekilip gitti. 964 de Rumlar tekrar bölgeye
saldırdılar ve Hısn-el Yamani'yi zaptettiler.Ayni sene Seyf-üd devle'nin azatlısı
olan Neca isyan ederek Ahlat ve Diyarbekir bölgelerinden bazı yerleri
almayı başardı ise de Seyf-üd devle tarafından hizmete uğratıldı ve
kendiside öldürüldü. Seyf-üd devle onun yerine oğlu Ebu-1 Makarim'i
aynı bölgelere vali ve muhafız tayin etti. 978 yılında ırak hükümdarı bulunan
Büveyhoğulları'ndan Adudu-d Devle (978-983) Musul'u Ebu-Taglip'ten aldı.
Ebu-Taglip, Diyarbekir'e geldi. Burada tutunmaya çalışıyordu.
Bu sırada Adudu-d devle'nin hacibi Ebul-Vefa'nın çoktan beri kuşattığı
Meyyafarıkin teslim oldu. Bunu haber alan Ebu-Taglib Diyarbekir'den ayrıldı.
Başsız kalan şehir halkı mukavemet etmeden gelenlere kapıları açtılar.
Böylece Diyarbakır ve çevresi kısa bir süre için Büveyhoğulları hakimiyetine
girdi.(1) Hamdanilerden Seyf-üd devle, Meyyafarıkin kalesini tahkim ve
surlarını tamir ettirmiştir. Bunlara ait dört kitabe tespit etmiş bulunuyoruz.
Diyarbekir'de ise onlara ait herhangi bir kitabe yoktur.


Silvan Tarihtir, Tarihi koruyalım.

http://www.provizyon.com.tr

provizyonpromosyon@gmail.com